17
Ağu

Komikbuk ep1: Soğuk ve kavurucu günün şafağında

Hanimiş Denemelerim benim, hanimiş..

Bu kez yolumuz orta amerikaya Nikaragua’ya düştü.
Gitmeden önce bizi buraya çeken sebepleri çok düşündük. Sayacağımız 3 sebep bizim için çok önemliydi;
1- Cem’in büyük, kocaman dedesinin dedesi(dıdısının da dıdısı) tabiri caizse bin yıllık yaşlı çınarın burada yaşamış olması
2- Rusyadan sonra Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıyan ikinci dünya ülkesinin Nikaragua olup saygımızı fazlası ile kazanması.
3- Devlet Başkanı Daniel Ortega’ ya olan hayranlığımız.
Son olarak ilginçtir ki bu ülke Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Ayrıca oraya gittiğinizde Türk olduğunuzu rahatlıkla anlayabiliyorlar.

Nicaragua pek bilinmese de sıcaktır, sıcacık. Bölge halkı fakirlikle gurur duyan insanlardan oluşmuş onurlu, haysiyetli insanların çokluğuyla ünlü.
Orada zengin olmak saçma zaten. Parası olan insanlar alt sınıf sayılır orada. Din konusunda çok hassaslar, üst kademe fakir insanlar tavus kuşuna taparken, zenginler üst kademe fakirlere taparlar.

Tek yönlü çalışan, yaşlı ve bezgin bir trenle ulaşım sağlanır, bu unutulmuş, kederli ülkede.Yılda bir kez kullanılabilen bu tren, adeta ülkede yaşayanların tek eğlencesi. Trenin çalışacağı gün geldiğinde, fırından sıcak ekmek alınır, çocuklar top oynamayı bırakıp meraklı gözlere bürünür, halkta adeta bir şenlik havası olur, kırmızı kabuklu en seçkin kahveler kavrulur. Piknik takımları hazırlanır ama bunlar piknik yapmak için kullanılmaz, zenginlere yardım amacı ile yapılmıştır. Burada bu tek tarifeli tren bir nevi karnaval aracı haline getirilmiş.

Asıl meseleye geçmek gerekirse, havaalanına indiğimizde herkes kol bacak ne varsa yalıyor. Adetmiş turistler böyle karşılanırmış burada. Bütün yolcular istedikleri yere giderken, görevliler bizi tuttular ve karanlık, tozlu bir odaya kapattılar. Uzun ve kısa bir bekleyişin ardından, sonunda bir görevli geldi. Karanlıkta zar zor seçilen yüzü, adamın 7 yıl önce bu işe başladığını bize anlatıyordu. Adam yaklaştı ve türkçe “Peace on you” dedi ve sonra nicaragua ingilizcesiyle devam etti; “Üzerinizi aramak zorundayım”. Biz ise nedenini sorduk, görevli ise bize göz kırptı. Görevli iri yarı bir zenci olunca biz bayağı bi tırstık tabi. Cebinden katlanabilir Coffee Bean marka X-ray Nanotronic çıkardı ve bizi aradı. Peşinden bizi karanlıkların arasında, herkes tarafından bilinen gizli bir odaya buyur etti. Arkası dönük, patron koltuğuna oturmuş bir adam silüetine yaklaştıkça heyecanımız artıyordu.

Cem: Samet sakin ol bu durumdan kurtulabiliriz.

Samet: Planın varsa söyle pislik herif.

Cem: Planım yok ama hemen bir tane yapmalıyız acilinden.

Samet: Köşedeki tavus kuşu heykelini görüyor musun, ben zenci görevliyi oyalarken onu kap ve adamları heykeli yere atmakla tehdit et. Bunu kesinlikle göze alamazlar.

Cem: En azından bi tüyünü koparırım lan!

Devam edecek.. (iptal ettik)



Arkamdan Konuşun